psikolog sabiha IŞIK 05301221102
sabihaisik@outlook.com
Çocuklara cinsellik nasıl anlatılmalıdır? Ergenlere cinsellik eğitimi nasıl verilmelidir?
11/01/2022 Çocuklara cinsellik nasıl anlatılmalıdır? Ergenlere cinsellik eğitimi
nasıl verilmelidir? Çocuklarda
cinsellik eğitimi çocuğun psikolojik gelişimi açısından çok önemli bir konudur.
Özellikle bizim toplumumuz gibi cinselliğin tabu kabul edildiği toplumlarda
cinselliği konuşmak çok ürkütücü gelebiliyor ebeveynlere ve ne zaman
konuşacaklarını nereden başlayacaklarını da bilemeyebiliyorlar. Haklı bir
arayış olarak da genellikle bu konu için psikologlara danışıyorlar. Çocukların
özellikle erken yaşta cinsel istismara karşı bedenlerinin kendilerine özel
olduğunu iyi öğrenmeleri lazım. Bunun için erken yaşlardan itibaren çocukların
anne ve babaların çıplak vücutlarını ve kendi çıplak vücudunu da birbirlerini
kolaylıkla göremeyeceğini öğrenmesi lazım. Yani bedensel mahremiyetin erken
dönemde öğretilmesi gerekiyor. 3-4 yaşına kadar cinsel bölgelerine özel bölge
denmesi gayet işlevsel olur. Bu yaşlardan sonra cinsel bölgelerin adı ile
(penis, vajina vs) kullanılmasında fayda var. Bu farkındalığın ve bilincin
oluşturulması önemlidir. Bu tabu bir konu olmaktan ziyade bir insanın elinin
kolunun başını omzunu konuşabildiği rahatlıkta konuşabildiğimiz bir şey
olduğunda ideal olanı bunun normalleşmesidir. Bu Türk toplumu için fazla Amerikanvari
duruyor farkındayım ama bu konuda rahat konuşma yolunda atacağımız adımlar
evlatlarımızın ileriki dönemlerindeki cinsel ve psikolojik hayatları açısından
ciddi katkılar sağlayacaktır. 0-2 yaş bandı
çocukların henüz bilişsel gelişimlerinin oturmadığı, benlik algılarının,
cinsellik algılarının bildiğimiz anlamda ortaya çıkmadığı bir dönemdir. Bu
dönemin gereksinimleri ayrıdır. Bu dönemde çocukla konuşarak iletişim kurmak
ancak sınırlı düzeyde olabilir. Bu dönemde en sık görülen davranışlardan bir tanesi
çocukların cinsel organları ile oynamalarıdır. Çünkü vücuttaki en duyarlı
oranlardan bir tanesidir. Ağız, dil, göz gibi. Bu bölgelerden bir kısmına
dokunarak vücudun duyarlı algısı ile oynamak hoşlarına gider ama cinsel
organlar aynı zamanda bu duyarlılığın yanında zevkli bir oynama hissi de verir.
Dolayısı ile bu dönemlerde çocuklar böyle bir alışkanlık geliştirmeye başlar
gibi olduğunda çocuğun dikkatini dağıtmak faydalı olur. Eline vurmak ya da çok
tepki vermek ileride ciddi korkular ve travmalar yaratabiliyor. Bunun yerine
çocuğun eline oyuncak vermek gibi dikkatini dağıtmak faydalı olacaktır. 2-5 yaş
bandında çocukların artık cinsel gelişimi başlıyor ve belki sorular sormaya
başlıyor. Çocuklar yaşla gelişmiyor. Yaş grupları var ama her çocuğun bilişsel
gelişim düzeyi, sosyal ilişki tipi farklıdır. Çocukların anlayabileceği düzeyin
üzerine çıkmadan, işte burası ustalık gerektiren kısım, onların sorularına net
ve sakin cevaplar verebilmek önemlidir. Burada esas olan anne babanın tavrıdır.
Çocuk cinsellikle ilgili bir soru sorduğunda eli ayağına dolaşan ebeveynler,
geçiştiren, kızan ebeveynler o çocuk için ileride cinsellik ile ilgili ciddi
bir problem alt yapısı yapmış olurlar. Toplumumuzda birçok problem aslında
buralardan başlıyor çünkü aileler bu konuyu ayıp bir konu gibi kodladıkları
için onlar da kendi ailelerinden öyle gördükleri için aynı döngüyü devam
ettiriyorlar. 2-3 yaşından büyük bir çocuğun cinsellikle ilgili bütün soruları
sormaya hakkı vardır hele ki böyle bir internet çağında. Eğer nasıl cevap
vereceğimizi bilmiyorsak topu ona atarak “sen nasıl düşünüyorsun? Sence nasıl oluyor?”
gibi sorularla sohbet başlatarak bu konunun üzerinde konuşulması gayet doğal
bir konu olduğunu fark ettirerek konuşabiliriz. Ama mesela bazı yarı bilinçli
aileler gibi erken dönemde çocuğa “bak çocuğum sperm vardır, yumurta vardır,
şöyle olur, böyle olur” gibi detay vermeleri çok makul ve mantıklı bir şey
değildir. Ya da “leylekler getirdi seni bana” demek yanlıştır. O sizin
çocuğunuz evet ama sahibi değilsiniz o bir birey sonuçta. Çocuk birey’in
anlayabileceği şekilde mesela “anne baba birbirlerini çok sevdi. Çok sevdikleri
için sen geldin dünyaya” demeniz gayet yeterlidir çünkü o yaşlarda çocuklar o
kadar derin nedensel ilişkileri sorgulamazlar. “Ya sarılınca nasıl oluyor bu iş”
gibi nedensellik 10 yaş civarındaki düşünce gelişimi sorularıdır. Çocuklar 6-7
yaşına kadar somut düşünürler, sonrasında soyut düşünce gelişmeye başlar. 10
yaşlara giderken biraz daha büyüdüğünde 3. Bir periyod başlıyor. Burada artık bildiğimiz
ergenlik öncesi ve ergenlik merakı başlıyor. Bu durumda sorular gayet spesifik
olarak gelmeye başlıyor. Bu spesifik sorulara spesifik cevaplar vermek lazım.
Cinsellik ile ilgili aile içerisinde özellikle çocuğun yönelttiği soruların
içinde ayıp bir soru yoktur. Cinsellik insan hayatının doğal bir parçasıdır.
Konuşulmayacak olursa bölük pörçük saçma sapan bilgilerle etraftan tamamlanmaya
çalışılan cinsellik özellikle pornografi hükümdarlığı altındaki günümüzde çok
çarpık anlayışların yerleşmesine maalesef neden olabiliyor. O yüzden gençliğe
giden çocuklarımızla bu konularda yaptığımız sohbetlerde kitaplara, bilimsel
internet sitelerine başvurmayı lütfen ihmal etmeyelim. Gerekirse birlikte
araştırıp birlikte öğrenelim. Eğer bir çocuk 11 yaşına gelmiş ve bu konuyu hiç sormamış
ise burada özellikle bir sorunun ya da sorun potansiyeli taşıyan bir durumun
işareti olabilir. Çünkü eğer o yaşa gelmiş bir çocuk evde bu konuyu hiç
geçirmiyorsa ailesiyle cinselliği rahat konuşabilme ortamına sahip olmadığı anlamına
gelebilir. Konuyu dolaylı davetler yoluyla sanki ondan bağımsız konuşuyormuş
gibi açma vs. gibi yöntemlerle cinselliği evde de konuşulabilir bir konu haline
dönüştürülmesi faydalı olur. Aile içerisinde konuşulmayan mevzu edilmeyen
konular dışarıdaki hayattan tamamlanmaya çalışılır ve yanlış bilgilenmeye neden
olabilir. Çocuğun
cinselliği öğrenmesi konusunda ebeveynlerin üzerine düşen çok önemli noktalar
var. Mesela evde ergen bir oğlunuz var ise ve banyoya sık sık giriyorsa, banyoda
uzun saatler boyu kalıyorsa lütfen ona “sen yine ne yaptın banyoda? Bu kadar
saat banyoda kalınır mı?” gibi sorularla sıkıştırmayın. Çünkü bu sorulardan dolayı
erkek ergen mastürbasyonu hızlandırabilir, çok acele bir şekilde yapabilir,
yakalanma endişesiyle ve korkusuyla yaptığı için ileriki dönemlerde erken
boşalma sorununa neden olabilir. Ya da bunu yaptığı için kendini suçlayabilir.
Cinsellikten suçluluk duyabilir. Mesela ergenimizi evde porno izlerken
yakaladık. “Kapat şunu. Bilgisayarını atıcam. Tabletini saklayacağım” gibi
tavırlar o ergenin daha çok porno izlemesine sebebiyet verebilir. Bunun yerine
o anda onu kapatmasını ve kendini iyi hissettiği bir anda yanınıza gelmesini istemek
daha uygun olacaktır. Yanınıza geldiğinde ise “pornonun bir sektör olduğunu,
bunun gerçek olmadığını” özellikle anlatmanız gerekiyor. Çünkü porno izleyen
erkek çocuklar penislerinin daha da büyük olmasını veya vücutlarının daha da
gelişmiş olmasını istiyorlar ve beden algıları sapıyor. Ergenlik döneminde
zaten beden algısı ile ilgili de sorunlar yaşayabiliyorlar ve bu izledikleri
görüntülerden dolayı çeşitli takviyeler alma, kas yapma, zararlı olan
maddelerden kullanmaya başlayabiliyorlar. Kız ergenlerde ise bu biraz daha
farklı işliyor. Cinsellikten soğuma, kendini kötü hissetme, erkeğin sadece
cinsellik için görüştüğüne, erkeğin onu kullanıyormuş gibi hissetmesine veya
korkuya, cinsellik yaşamak istememesine sebep oluyor. Cinsellikte duygular ve
dürtüler çok inişli çıkışlı, cinsel dürtüler daha aktif bu nedenle özellikle erkek
ergenler aralarında genellikle cinsellik konuşuyor. Ergenlerde cinsellik
konuşmak, cinsellikle ilgili çeşitli aktivitelerde bulunmak örn. mastürbasyon,
ıslak rüyalar gibi, bunların olması gayet normaldir. Çocuğun sağlıklı bir
şekilde geliştiğini gösterir. Diğer bir durum kızların ilk adet kanaması. Bunu
düzgün bir şekilde “büyüdün artık, yumurtlamaya başladın, kadın oldun” gibi anlatmak
lazım. Diğer yandan kızlık zarı ile ilgili biyolojik olarak nasıl bir anlam içerdiğini
anlatmak gerekiyor. Toplumumuzda kızlarımıza kızlık zarını toplumsal rolünden
başka şekilde anlatılmadığını görüyorum, duyuyorum. Araştırmayan, öğrenmeyen ya
da bunu biyoloji dersinde almayan bir kadının kızlık zarının biyolojik
işlevlerinden daha çok toplumsal işlevlerinin üzerinde duruyorlar. Bu noktada ergeni
rahatlatmak adına kızlık zarının toplumsal işlevinden ziyade biyolojik
işlevinin ebeveynler tarafından anlatılması gerekiyor. Yapılan araştırmalar şunu
gösteriyor, anne ve baba tutumu cinsellikte çok önemli bir role sahip. Çünkü
çocukların ilk özdeşim nesneleri anne ve babalar. Anne ve babalar aşırı
koruyucu veya çok otoriter bir konuma sahip ise çocuk onunla özdeşim kurmak
istemiyor ne yapıyor etrafında gördüğü başka kişiler ile özdeşim kurmak istiyor.
Şanslıysa rol modeli olan öğretmeni, çevresindeki abisi veya ablası olabiliyor.
Ya da kötü durum instagramdaki bir fenomen olabiliyor ve kendini ona göre
geliştirmeye çalışıyor. Bu noktada da şu var bazen kendi hissetmediği duyguları
karşısındaki hissediyor diye ya da o hissettiği için çok popüler diye kendini
ona benzetmeye çalışıyor. Bu yetişkinlik döneminde daha büyük sorunlara da neden
olabiliyor. Kısacası toparlayacak olursak ergenlik döneminde en önemli şey
bilgi edinmek ve bilgi vermek. Mastürbasyon, adet kanaması, ıslak rüya, beden
temizliği ile ilgili bilgi vermemiz gerekiyor. Özellikle de şunu vurgulamamız
gerekiyor. Ergenlik dönemine girmekle birlikte biz hala cinsel ilişki
olgunluğuna gelmiş olmuyoruz. Cinsel ilişki olgunluğu dediğimiz şey sadece
üreme fonksiyonlarımızın gelişmesi yetmiyor. Ruhen de ilişkiye hazır olmamız
gerekiyor. Cinsel ilişki hem bedenen hem de ruhen yaşanan bir durumdur. Ruhen
yaşanabilmesi için de kişinin öncelikle kendini olgunlaştırması, hayat
sorumluluklarını alabilmesi gerekiyor. Bu ise ergenlik yaşını biraz daha
geçtiği zamanlarda oluyor. Özet olarak
çocuğunuz cinsellikle ilgili soru sorduğunda gelişim aşamasına göre
heyecanlanmadan sohbet havasında bilgi vermektir. Ev içerisinde de bu konular
rahat bir şekilde konuşulmalı, tabu olarak görülmemelidir. Temel olarak da
mükemmel anne baba ya da mükemmel yetiştirilmiş çocuk algısını bir kenara
bırakalım. Böyle bir şey yok. Hepimiz bir şeyleri yanlış yapacağız, hepimiz bir
yerlerde bir şeyleri eksik bırakacağız, hepimiz biraz sorun yaşayacağız ki
bunlar hayatta gerçek deneyimsel öğrenmelerimize vesile olsun. Esas olan
aslında hatalardır. Bunları içinden çıkılmaz sorunlar haline getirmemek için
aslında destek veriyoruz psikologlar olarak. Yoksa “ben en ideal anne baba
olacağım, çocuğuma dakikası dakikasına bilgi vereceğim vs” gibi bir şey yok. Psikoloğunuzdan
destek alarak daha rahat ve sorunsuz bir şekilde gelişim aşamalarını
izleyebilirsiniz. Klinik Psikolog Sabiha IŞIK |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022 |
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin |
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022 |
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken |
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022 |
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onlar |
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı - 14/06/2022 |
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında |
Otizm nedir? - 10/06/2022 |
Otistik çocukları üç konuda sıkıntı yaşarlar; sözel iletişim, duygusal ve sosyal alan, davranışsal konular. Çocuğunuzda bunlardan tamamı olmasa da bir kısmını gözlemliyorsanız bir uzmana başvurmanız çok önemlidir. Otizm’de erken teşhis ve doğru yönl |
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022 |
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g |
İstediğini ağlayarak yaptırmaya çalışan çocuğa nasıl davranmalıyız? Ödül ve pekiştireç yöntemi nası - 24/05/2022 |
Bebek doğduğu andan itibaren ağlamaya başlar. Konuşamadığı için acıktığında, bir yeri ağrıdığında, tuvaleti geldiğinde, herhangi bir rahatsızlık durumu yaşadığında kendini başka türlü ifade edemeyeceği için ağlar. Ağladığında anne gider ve bir sorun |
Çocukların psikolojik açıdan önemli gelişim dönemleri - 17/05/2022 |
Çocukların en hızlı büyüyüp geliştikleri dönemdir. Fizyolojik olarak çocuğun kas ve motor gelişimi git gide ilerleme kaydetmektedir. Zihni berraktır. Dışarıdan ne gelirse zihnine alır. Bu hızlı gelişim döneminde de aile olarak onun gelişimine ciddi |
Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu - 26/04/2022 |
Nüfusun %3’lük bir kesiminde stres hiçbir zaman ortadan kaybolmaz. Bu kişilerde stres, anksiyete yani kaygı olarak yorumlanır. Bu kaygı zaman içinde kötüleşerek göğüs ağrılarına ve kabuslara yol açabilir. Hatta evden çıkmak bile istemezsiniz. Kaygıl |
Devamı |