PSİKOLOG KİMDİR?
Psikolog ünvanı, ülkemizde, üniversitelerin, YÖK tarafından onaylanmış psikoloji bölümlerinin mezunlarına verilir. Psikologlar mezun olduktan sonra adalet, eğitim, özel eğitim, sosyal hizmetler, spor, trafik, emniyet, endüstri- örgüt ve sağlık gibi alanlarda bağımsız bir meslek grubu olarak görev yapmaktadırlar. Psikoloji lisans eğitiminin üzerine ek olarak psikolojinin alt alanlarından birinde yüksek lisans eğitimini tamamlayan psikologlara ise ‘uzman psikolog’ denir.
Uzman klinik psikologlar, psikolojik sorunlar yaşayan bireylerin durumunu değerlendirebilmek için görüşme yöntemini kullanır ve gerekli görürlerse psikolojik testler uygulayıp yorumlarlar. Danışan bireyin değişimi ve gelişimi amacıyla ise aldıkları eğitim doğrultusunda çeşitli psikoterapi yöntemlerini uygularlar, tıbbi bir müdahalede bulunmaz, bulunamazlar.
Psikolog ile danışan birey, danışanın yaşadıklarını anlamlandırabilmek ve karşılaştığı sorunlar ile başa çıkma becerileri kazandıracak çözüm yolları bulmak için ortak bir çalışma yürütürler.
Her insan yaşamının belli bir bölümünde yaşadığı problemler nedeniyle psikoloğa gitme ihtiyacı hissedebilir. Bu normal bir süreçtir. Psikolojik danışmanın yalnızca derin ve yoğun duygusal problemler yaşayan kişilere özel bir süreç olduğu düşünülse de bu doğru değildir. Kendini daha iyi tanımak isteyen bireylere, ilişkilerini düzeltmek veya geliştirmek isteyen bireylere, duygularını ifade etmek konusunda problem yaşayanlara, iş/aile/evliliğin yarattığı stres-kaygı ile başa çıkmakta zorlananlara da psikoloğa danışmaları önerilmektedir. Psikoloğa başvuran kişiler, yaşamlarından ve kendilerinden sorumlu olduğunun farkında olan, hayatında olumlu bir değişiklik yapmak isteyen kişilerdir.
İlk görüşmede psikoloğunuz sizden neden psikolojik destek almak istediğinizi, problemlerinizin nasıl ve neden başladığını, terapiden ne beklediğinizi öğrenmek isteyecektir. Bu ilk görüşme daha çok soru cevap şeklinde geçer ve psikoloğun bilgi ve beceri alanları sizin problem alanınız ile uyuşuyor ise görüşmelere devam etmek için bir tarih ve düzen kararlaştırılır, görüşmelerin ne sıklıkta yapılacağı, zamanı, süresi gibi konular ele alınır.
Psikoloğunuz, bu görüşmeler esnasında kendisiyle paylaştığınız bilgileri korumakla yükümlüdür. Gizlilik, psikolojik danışmanlık sürecinde büyük önem taşıyan bir etik ilkedir. Kişinin kendisine ya da bir başkasına zarar vermesi ya da mahkeme tarafından bilgi talep edilmesi durumları dışında, gizlilik ilkesi kesinlikle bozulamaz.
İkinci görüşme ile birlikte psikolojik danışma süreci tam olarak başlamış olur. Bu süreçte psikoloğunuz çoğunlukla size iyi bir dinleyici olarak yaklaşır; sorunlarınızın temelini oluşturan duygu, düşünce ve davranış örüntülerini fark etmeniz ve gerekli becerileri geliştirmeniz için size yardımcı olur. Psikolog problemi sizin için çözmez, sizin adınıza karar vermez; size, problemi çözme güveni ve becerisi kazandırmaya çalışır. Ancak bu sürecin etkili olabilmesi, psikoloğunuzla birlikte sizin de ortak bir çaba göstermenize bağlıdır.
Bu süreçte zaman zaman kendinizi kötü hissetmeniz oldukça beklenen bir durumdur. Değişim, kolay olmayan, üzerinde emek harcanması gereken zorlu bir süreçtir. Hemen bir sonuç beklemek çoğu zaman gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Bunun yerine sizden, hissettiğiniz olumsuz duyguları psikoloğunuzla paylaşmanız, işbirliği yapmanız ve çaba göstermeniz, sabırlı olmanız beklenecektir.
Psikolog hiçbir zaman ilaç tavsiye edemez. Bu süreçte herhangi bir şekilde ilaç kullanım ihtiyacı ortaya çıkarsa sizi psikiyatriste yönlendirebilir.
Psikolog ile danışan arasındaki güven ilişkisi terapinin işe yararlılığını ve başarısını etkileyecektir. Bu nedenle sizin için ‘doğru’ kişiyi seçmeniz çok önemlidir. Bu kişiye güvenmeniz, desteklendiğinizi hissetmeniz gerekir.
Psikolojik Danışma sürecinin ne kadar devam edeceği; problemin içeriği, şiddeti, seansların devamlılığı, bireyin motivasyonu, işbirliği gibi pek çok faktörle ilintilidir.
Psikoloğa gitme kararı değişim adına olumlu ve cesur bir adımdır, devamlılığı olmasını dileriz.
0533 373 81 23